Biyoçeşitlilik Kaybı ve Taksonomik Dar Boğaz: Yeni Gelişen Biyoçeşitlilik Bilimi
Biyoçeşitlilik Kaybı ve Taksonomik Dar Boğaz: Yeni Gelişen Biyoçeşitlilik Bilimi
Ke Chung Kim Æ
Loren B. Byrne
Özet:
İnsanın Dünya üzerindeki egemenliği, küresel ve yerel biyoçeşitlilik desenlerinde dramatik değişikliklere yol açmıştır. Biyoçeşitlilik, yaşam destek sistemimizin temelini oluşturan ekosistem hizmetlerini sağladığı için insan sürdürülebilirliği açısından kritik öneme sahiptir. İnsan türü, biyoçeşitliliğin azalmasının başlıca nedeni olduğundan, ekosistem hizmetlerine nasıl katkı sağladıkları ve biyoçeşitliliğin nasıl sürdürülebilir bir şekilde korunup yönetilebileceğini anlamak için belirli bölgelerin biyoçeşitliliği ve tür kompozisyonu hakkında ayrıntılı bilgiye ihtiyaç vardır. Günümüz biyolojik bilgisi, gezegenimizde mevcut olan türlerin yalnızca %20'sini temsil eden küresel biyoçeşitliliğe dayanır. Dünya üzerinde yaklaşık 10 milyon tür olduğu kabul edilen yaygın bir tahmindir. Ancak hala keşfedilmemiş ve bilinmeyen çok şey vardır, özellikle Afrika, Güneydoğu Asya ve Güney ile Orta Amerika gibi biyoçeşitliliğin yoğun olduğu bölgelerde, burada yerel biyoçeşitlilik çok az incelenmekte veya tanımlanmaktadır. "Arka bahçe biyoçeşitliliği" olarak tanımlanan, insanların yaşadığı alanlara yakın yerel biyoçeşitlilik, bu ülkelerde sürdürülebilir ekonomik kalkınmanın bel kemiği olan ekosistem hizmetleri için doğal kaynaklar ve sermayeyi ifade eder ve bu kaynakların keşfedilmesi, belgelenmesi ve korunması acil bir ihtiyaçtır. İnsan nüfusunun ve şehirleşmenin hızlı bir şekilde artması göz önüne alındığında, insan sürdürülebilirliği, doğal kaynaklar için sürdürülebilir kalkınma ve yaşam destek sistemimizi sürdürebilmek için biyoçeşitliliğin yeniden odaklanarak ve canlandırılarak incelenmesi için yeni kavramsal ve pratik yaklaşımlar gerektirmektedir.
1. Giriş:
İnsanlar, artık Dünya’nın biyosferini yeniden şekillendiren baskın bir güç haline gelmiştir. İnsan nüfusu, yılda 90 milyon artmaya devam etmekte olup, yirmi birinci yüzyılın ortasında 9 milyara ya da daha fazla bir sayıya ulaşabilir. İnsanlar, doğal kaynakları hızla aşarak, Dünya’nın birincil üretiminin orantısız bir kısmını tüketmekte ve doğal ortamları insan egemenliğindeki peyzajlara dönüştürmektedir. İnsan faaliyetlerinin çevresel etkileri dünya çapında gözlemlenmekte olup, bu etkiler, çeşitli ekosistemlerdeki tür kompozisyonu, bolluk ve biyoçeşitlilik desenlerinde dramatik değişikliklere yol açmaktadır. Dünya’daki yaşam tarihindeki altıncı büyük yok oluş olarak tanımlanmıştır ve küresel düzeyde türlerin yok olması ile yerel ölçekte tür kayıpları (yani yerel soykırımlar) ve yeni türlerin tanıtılmasını içermektedir. Biyoçeşitlilik desenlerindeki değişiklikler konusunda neden endişelenmeliyiz? Biyoçeşitliliğin tüm tarihindeki en benzersiz ve başarılı tür olarak insanları gören birçok kişi, diğer organizmaları hayatta kalmamız için gerektiği kadar kullanma hakkımız olduğunu iddia edebilir. Bu kişiler, biyoçeşitlilik desenlerindeki değişikliklerin insan nüfusunun ve ekonomik faaliyetlerinin büyümesinin doğal bir yan ürünü olduğunu öne sürebilir. Modern teknoloji, özellikle uydu teknolojileri ve bilgisayar modelleri, çağdaş ekolojinin Dünya’daki sistemlerdeki küresel değişiklikleri ve insanların bu sistemler üzerindeki etkilerini incelemesine olanak sağlamıştır. Sürdürülebilir bir insan toplumunun peşinden gitmek, biyoçeşitliliğin korunmasının sıklıkla insan faaliyetleriyle doğrudan çatıştığı için zorluklar içermektedir.
İnsanlık, küresel ve yerel düzeylerde, demografik ve arazi kullanım desenlerini yeniden yönlendirme mücadelesi vermektedir. Bu, yerel ve küresel biyoçeşitlilik ve ekosistemlerdeki olumsuz değişikliklerin devamını engellemeyi, yani yaşam destek sistemlerimizin geri dönülemez bir şekilde yok olmasını önlemeyi hedeflemektedir. Bu zorluk, insanlığın ve biyosferin geleceğiyle ilgili kaygı taşıyan hepimizin katılımını gerektirmektedir.
2. Veri:
Bu çalışmada Ekoloji ve biyoçeşitlilik arasındaki ilişki hakkında daha fazla bilgi için Dünya Doğayı Koruma Vakfı (WWF) veya Biyoçeşitlilik ve Ekosistem Hizmetleri Hükümetler Arası Bilim-Politika Platformu (IPBES) kaynaklardan bilgi alınmıştır. Scatterplot veriler, 1994- 2004 yılları arasında beş dergide (Ecology, Conservation Biology, Environmental Entomology, Agriculture Ecosystems and Environment, ve Forest Ecology and Management) yayımlanan 353 makalenin literatür taramasından toplanmıştır. Bu scatterplot, bir çalışma veya veri setini temsil eden her bir noktayı göstererek, belirli bir alandaki invertebrat biyoçeşitliliği üzerine yapılan araştırmalarda sınıf sayısı ile tür sayısı arasındaki ilişkiyi görselleştirir.
3. Yöntem:
Bu çalışmanın amacı insanın Dünya üzerindeki egemenliği, küresel ve yerel biyoçeşitlilik desenlerinde dramatik değişikliklere yol açması ve insan nüfusunun artışı, düzensiz ve bilinçsiz doğal kaynak kullanımı gibi faaliyetlerin üzerinde durarak yeni bir biyoçeşitlilik kavramının açıklanması ve bunun getirileri, nasıl bu evreye çevrildiği konularına değinilmiştir. Taksonomik Darboğaz ve Biyoçeşitlilik Altyapısı, Yükselen Biyoçeşitlilik Bilimi ve Entegre Biyoçeşitlilik Değerlendirme Merkezi Kurulması gibi başlıklar üzerinde durulmuştur.
4.Bulgular:
4.1 Taksonomik Darboğaz ve Biyoçeşitlilik Altyapısı:
Günümüzde, doğal yaşam alanlarının hızla insan egemenliğindeki peyzajlara dönüşmesi (örneğin, şehirleşme gibi) küresel bir eğilimdir. Bu nedenle, insan faaliyetlerinin ekosistemleri nasıl modifiye edip yönettiğini, bu faaliyetlerin yerel biyoçeşitlilik desenleri üzerindeki etkilerini ve insan egemenliğindeki ekosistemlerde biyoçeşitliliği nasıl sürdürülebilir bir şekilde koruyup yöneteceğimizi daha iyi anlamamız acil bir gerekliliktir. Bu çabalar, özellikle taksonomik altyapı eksikliklerini gidermek ve biyoçeşitliliği doğru bir şekilde değerlendirmek için güçlü bir bilimsel altyapı gerektirir. Taksonomik darboğaz, biyoçeşitliliği tam anlamıyla değerlendirmenin önünde önemli bir engel teşkil etmektedir. Bu darboğaz, yeterli sayıda taksonomist ve taksonomik uzmanlığın olmaması nedeniyle, yeni türlerin keşfi ve belgelenmesinin yavaş ilerlemesine yol açmaktadır. Ayrıca, mevcut taksonomik altyapının eksikliği, biyoçeşitliliği etkili bir şekilde izlemek ve korumak için gerekli verilerin sağlanmasında zorluk yaratmaktadır.
4.2 Yükselen Biyoçeşitlilik Bilimi ve Entegre Biyoçeşitlilik Değerlendirme Merkezi Kurulması:
DIVERSITAS, 2005 yılında Meksika'nın Oaxaca kentinde düzenlenen "İnsan Refahı İçin Biyoçeşitlilik Bilimini Entegre Etmek" başlıklı ilk açık bilim konferansında (Dirzo ve Loraeu, 2005) biyoçeşitlilik biliminin, insanlığın geleceği için sürdürülebilirlik biliminin temel bir parçası olarak teşvik edilmesi gerektiğini ilan etmiştir. Biyoçeşitlilik biliminin bilimsel olarak incelenmesi, doğal ve sosyal bilimler ile beşeri bilimlerden çağdaş disiplinlerin bilgilerini ve çeşitli metodolojileri entegre etmeyi gerektirir. Ayrıca, bu alanlar başka disiplinlerden yeni teknolojiler ve yöntemler talep etmektedir. Entegre biyoçeşitlilik biliminin geliştirilmesi gereken temel disiplinler taksonomi, ekoloji ve koruma biyolojisidir. Ancak bu makalede belirtildiği gibi, entegre biyoçeşitlilik bilimi, çevresel zorlukları çözmek için işbirlikçi ve disiplinler arası bir yaklaşım gereksiniminden doğmaktadır. Organizmalara ait sınıflandırmaları içeren taksonomi, organizmalar ve çevreleri arasındaki ilişkileri inceleyen ekoloji ve biyoçeşitliliği korumaya yönelik koruma biyolojisi, bu entegre bilim için temel bileşenlerdir.
5. Sonuç ve Değerlendirme:
Insanlar Dünya üzerindeki egemen türdür ve faaliyetleri, dünya çapında biyoçeşitlilik üzerinde olumsuz etkiler yaratmış ve yaratmaya devam etmektedir. Sonuç olarak, insanlığın yaşam destek sistemini oluşturan ekosistem hizmetleri aşındı, bu da dünyamızın sürdürülebilirliği üzerinde geri döndürülemez etkiler yaratabilmektedir. İnsanlık tarihinde eşi benzeri görülmemiş küresel çabalar, biyoçeşitlilik ve ekosistem hizmetlerindeki bu olumsuz değişiklikleri en aza indirmek ve düzeltmek bu konu için çalışmalar yapılmalıdır. Bu bağlamda, bilim insanlarının, biyosferin sürdürülebilirliğini tehdit eden bu sorunları düzeltmek için titiz araştırmalar yapma ve toplumla iletişim kurma konusunda ahlaki ve profesyonel bir sorumluluğu vardır. Son birkaç on yılda, biyoçeşitliliği tehdit eden sorunlarla ilgili olarak, özellikle tür kaybı ve taksonomi sayısındaki azalma konusunda önemli bilim insanları güçlü açıklamalar yapmıştır, tüm bunlar biyosferin sürdürülebilirliği bağlamında olmuştur. Bugün, bu tartışma, ekosistem hizmetlerinde türlerin fonksiyonları ve sosyal- ekolojik sistemlerin birleşik dinamikleri üzerine daha geniş bir katılımcı kitlesi tarafından daha fazla bilgi katkısı sağlanarak devam etmektedir. Bu makalede, biyoçeşitlilik ve biyoçeşitlilik bilimiyle ilgili taksonomi ve ekolojinin çağdaş durumunu eleştirel bir şekilde değerlendirilmiş ve biyoçeşitlilik bilimcilerinin, özellikle ekolojistler, taksonomistler, biyoçeşitlilik çalışmaları ve korunması hakkında yeni yollarla düşünmeleri gerektiğini bu çalışmada görmekteyiz. Yeni nesil, geniş perspektife sahip, disiplinler arası bilim insanlarını eğitmek için eğitim programları geliştirebilir. Entegre biyoçeşitlilik bilimi, tüm insanlığın eğitilmesi gereken merkezi konulardan biri olmalıdır. Eğer bu eğitim hedefi, dünya çapında hızla kabul edilirse, Dünya gezegeni, hatta insan egemenliğinde kalmış olsa bile, biyoçeşitliliği daha iyi anlayan ve takdir eden bir tür tarafından yönetilir ve insan, canlı yaşamı tehditler altından kurtularak, daha iyi ve yaşanabilir bir dünya olur.
Yorumlar
Yorum Gönder